Web Analytics
Berna Gözbaşı ve Öncesi- Halil Severcan
Kayseri spor kulübünde kuruluşundan günümüze yani Kurucu Başkan Rıfat Gönen’den Berna Gözbaşı’na kadar (30) Başkan görev yaptı.

Genelde Başkanlığa talip olan şahsiyetler şehrin ileri gelenlerinden ve zenginlerinden olurdu. Böyle olması da kaçınılmazdı çünkü Kayserispor kurulduğunda ne kasası, nede olmayan kasada parası vardı.

Yapılacak transferler para isterdi . Nitekim kuruluşta yer alan zevat içerisinden ortaya nakdi para koyanlar, para yerine hatır senedi verip İşci Kredi Bankasından kırdıranlar  Kayserispor’un ‘un temelini attılar. O yıllarda transferler için günümüzde olduğu gibi astronomik rakamlar gerekmese de  işinin sermayesini alın teri ile kazanmış Kayseri li tüccar için bayağı büyük meblağlara ulaşıyordu. Bu nedenle Kayserispor’a başkan olmaya gönüllü iş adamı bulmak bir hayli zordu, zor olmasına da ilk yıllar, ilk hevesler olduğu için yönetici bulunabiliyordu. Kayseri spor vermeden alan, aldığını yutan bir kurum olduğu için yıllar içinde çok dar boğazlara girdi bu nedenle geçmiş den günümüze Başkanlara göz atacak olursak İş adamları olarak  Alfabetik sıraya göre  Adem Kaya,Ahmet Demircioğlu, Alpay Aktan, Berna Gözbaşı, Erdal Yeğenağa,Hilmi Derinel, İbrahim Timuçin, Mehmet Haymanalı, Mete Eke, Mustafa Elmaağaçlı, Recep Mamur, Rifat Gönen , Şaban Cenkci, Şahin Ünalp, Sami Yangın, Üveyiz Molu, Yaşar Öz, Yücel Şahin ‘i   görmekteyiz. İş adamları dışında Belediye Başkanları ve Belediye Başkanlarının görevlendirdiği bürokratlar yıllarca Kayseri spor’u yaşatmak için maddiyattan çok manen çok yorulmuşlar, Kayseri spor’a kaynak temin edebilmek için oldukça yıpranmışlardır. Belediye Başkanlarının yanı sıra Başta Valiler olmak üzere oda Başkanları da Kayseri sporu yaşatmak için epeyi ter dökmüşlerdir.

Görev yapan onlarca İş adamı içerisinde Kayserispor’a para verenlerin çoğu verdikleri paraları ilk yıllarda kulüpten çeşitli yollarla tahsil etmiş, bir kısmı alacağından vazgeçmiş birkaç Başkan da Kayseri spor uğruna varlığını tüketmiş velhasıl kelam Kayseri spor 1966  dan günümüze bir şekilde gelmiştir. Kulübe harcanan paraların karşılığı olmadığı için ne kadar verilirse verilsin, ne kadar harcanırsa harcansın bir yıl sonrasına hiçbir şey kalmadığı gibi borç devretmiştir. Bu durumu , yani kulüplerin sevk ve idaresini yönlendirmek durumunda olan TFF da fazlaca bir şey yapmadığı için ne kadar profesyonel kulüp varsa borç batağında yüzmekte, anlı şanlı kulüpler kurtuluşu kapanmakta bulmaktadırlar.

Bu düzende profesyonel Kulüpte yönetici olunmayacağını, şayet olunursa kaynağı belli olmayan servet sahibi olunacağını, yoksa kimsenin alın teri ile kazandığı parayı karşılığı olmayan bir yere yatırmayacağını bildiğim için sporu ve amatör kulüp yönetmeyi çok sevdiğim halde hiçbir dönemde Kayseri spor da yönetim kurulu üyesi olmayı dahi düşünmedim.

Görebildiğim kadarıyla Kayserispor’a talip olan Başkanların  çoğu profesyonel bir kuruluşu amatör olarak yönetmekten kurtulamadıklarından borçtan da kurtulamamışlar, ancak Recep Mamur Başkan bu işi nispeten profesyonelce yürütmüş bunun içinde takımın başına profesyonel bir yönetici getirmiştir. Recep Mamur Döneminde kulüp onlarca yıl Belediye Başkanlarından para talep etmeden kendi yağı ile kavrulmuş, sonradan gelişen bir takım olaylar neticesinde takımın başına getirilen profesyonel yönetici gönderildiği içinde Recep Mamur’un son dönemlerinde günümüzdeki gibi olmasa da sıkıntılar yaşanmıştır.

Ben burada kimseyi yargılamayı düşünmediğim gibi görev yapan tüm başkanlara ve yönetim kurulu üyelerine ayrı, ayrı teşekkür ederim.

Göreve gelenlerin tamamı da öncelikle iyi niyetle işe başlamışlar,  kendilerinden önceki yönetimin bırakmış olduğu enkazdan kurtulabilmek için ellerinden geleni yapmışlarsa da onlarda baştan beri yanlış yönetilen kulübün çarkları arasında ezilmekten kurtulamamışlardır.

Bana göre gün bugündür. Yarın yıllardır olduğu gibi geç kalınacak, Kayseri’nin dinamikleri de bu baş aşağı uçuruma gidişe çare bulamayacaklardır.

Bugünden tezi yok komisyonlar kurulmalı hali hazırdaki yönetimin hesapları ortaya dökülüp, kimin ne kadar alacağı varsa kayıt altına alınmalı, bonservisi kulüpte olan futbolcuların  piyasa değeri araştırılıp kulübün alacak hanesine yazılıp, borçlardan olası bonservis bedelleri düşüldükten sonra ortaya çıkan borcun kime nasıl ödeneceği hususunda  çareler aranıp borç yapılandırılmalı  .

Bu zor dönemde hiçbir şekilde aşırı harcama yapılmamalı mevcut kadro ile yola devam edilip bir şekilde lig tamamlandıktan sonra ortaya çıkacak tablo karşısında yeni bir strateji hazırlanıp yol haritası çizilmelidir.

Halil Severcan

Bu İçeriğe Tepki Ver (en fazla 3 tepki)

Facebook Yorumları