Web Analytics
İyi bilirdik Mastika Ali’yi…-Metin Aydınoğlu
Allah'ı var tek kelime kötü söz etmediler, zihinlerinde hep iyi kalmış duayen hakemlerimizin haklarını da helal ettiler, hakkını helal etsin de dediler, sonuç da adalet işi.

İyi bilirdik Mastika Ali’yi…

İYİ BİLİRDİK MASTİKA ALİ’Yİ…

Allah’ı var tek kelime kötü söz etmediler, zihinlerinde hep iyi kalmış duayen hakemlerimizin haklarını da helal ettiler, hakkını helal etsin de dediler, sonuç da adalet işi.

Lakabı Mastika.
Mastika Ali diye tanınır.
Karşıyaka kazandığı zaman, tribünler O’nu çağırır.
Dönemin ünlü Roman şarkısı Mastika, alkışlarla tempo tutulur Ali de bir güzel oynardı.
Kıvraktı beli, kalesinde olduğu gibi tribünlerin önünde de.
‘Oooo mastika mastika ooo mastika sen oyna Ali sen oyna’ oynamadan duramazdı.
Oynaya oynaya soyunma odasına giderdi.
Bundandır yıllarca Mastika Ali aşağı, Mastika Ali yukarı.
* * *
Ali Özel, 1952 doğumlu, İzmir Parsa’dan.
Soyadı gibi özel bir insandı, hem de çok özel.
İçi dışarı bir, samimi idi.
Farklı bir kişilikti, sahalarda mutlaka olması gereken tiplerden.
* * *
Şimdikiler fizik hayranı, boy pos aşığıdır ya.
Sırf boyu uzun, baklava karınlı diye kaleci yaparlar, koftiden adamları.
Sonrası malum.
Yol geçen hanı oluverir o kale.
‘Bir de kaleci yetişmiyor’ derler.
* * *
Ali abim, göbekli, karın çevresi geniş, bildiğiniz obez.
Çok da uzun değil.
Şu zamanda, böyle bir özelliği olan 17 yaşındaki genç, kulüp binasına girse.
‘Ben iyi kaleciyim sizde oynamak istiyorum’ dese.
Denemeye bile alınmadan, ‘Hadi len ordan’ derler, kovmaktan beter ederler.
Ama Mastika Ali öyle mi ya.
Adam kalede korkuluk değil, Kaleci be kardeşim Kaleci.
Hem de Kaleci’nin hası.
Allah O’nu kalecilik yapsın diye yaratmış.
İzlemekten haz duyardım.
Kaleci hata yapınca dikkat çeker.
O Karşıyaka atağa geçse bile dikkat çekerdi.
* * *
Dürüsttü, onurluydu.
İçki içerdi, içki içerken bile yakalandı.
Ceza aldı.
Ama maç satmadı, satmazdı, namusluydu, yoktu onda öyle numaralar.
* * *
17 yaşında Parsaspor’da oynuyordu.
Karşıyaka yöneticisi Ali Ulvi Kiremitçiler keşfetti, buldu, getirdi.
9 yıl Karşıyaka kalesini korudu.
1 yıl İzmirspor’un, 3 yıl Kayserispor’un, 1 yıl da Altınordu’nun 1 Numarası oldu.
* * *
1987’de sinirlendi, küstü, 3 yıl oynamadı.
Mütevazi adamdır, havası civası yoktur.
* * *
Amatör Küme’nin o zaman ki efsanesi Kayaspor’un kalesine geçti.
Küçümsemeden, ‘Benim burda ne işim var’ demeden.
1990-91 sezonuydu, Mastika Ali kalede, Kayaspor şampiyon.
Hakem olarak maçına da çıktım Kayaspor’un.
3 yıllık tıfıl bir hakemdim, ‘Sen de kimsin benim maçlarıma kimler, kimler çıktı bir bilsen demedi, der gibi de bakmadı, davranmadı.
Yan sahalarda da Mastika’sını oynadı.
O yıl Hürriyet Gazetesi’nde çalışıyordum, bizzat yaşadım.
Kaprisi, kendini beğenmişliği yoktu.
Haber, fotoğraf istediğimi hiç kırmazdı, peşinde koşturtmazdı.
Benim için çok değerliydi, her zaman da öyle kalkacak.
Mekanı cennet olasıca.
* * *
Yılların Mastika Ali’si.
Ali Özel’i, 80 bin kişi önündeki Göztepe maçında sahaya çıkmış, gol yemeden o derbiyi tamamlamış efsane kaleci.
Kayaspor şampiyon olunca çocuklar gibi sevindi.
* * *
63 yaşında idi.
Ağır hastalığa yakalandı.
Duydum, gitmek istedim.
Eski Karşıyakalı futbolcu, eski hakem Yücel Çağatay hocama sordum, gitmek istedim.
‘Gideriz beraber iyi olur haber veririm’ dedi.
Hayat dediğin, pamuk ipliğine bağlı.
Bizim keyfimizi mi bekler, Azrail hazretleri.
Affet beni Ali abi.
* * *
‘Ne beklersin oğlum Metin, Yücel abimin de işleri yoğun, karar verdin git, işte kendi başına’.
Vefat haberini aldım, 10 gün kadar sonra.
Öyle pişman oldum ki.
Son kez göremedim yüzünü, tutamadım o maharetli ellerini.
Kafama tüküreyim.
* * *
Kaybettik.
Vatan evladı, yiğit kardeşim Fırat Çakıroğlu ile aynı gün toprağa verdik.
Mekanları cennet olsun.
* * *
O dönemin hakemlerin bir sorayım dedim Mastika Ali’yi, sahada nasıldı, diye.
Futbol sadece bir oyun sonuçta.
Adil olunmasını şart, adalet mutlak gerek, herkes için, görevi ne olursa olsun.
* * *
Hakemlere çaktırmadan tribünlerden gelen istek, tempo üzerine Mastika oynadığını bilirdim, bizzat gördüm, yaşadım.
Tahrik yok, aldatmaca yok, sıradan insanlık hali.
Sarık karta da gerek yok.
* * *
O dönem İzmir’in derbilerini İzmirli hakemleer yönetirdi.
Öyle İstanbul’dan, Ankara’dan, Antalya’dan hakem gelmezdi.
Engin Kurt, Ahmet Akçay ile Yavuz Karaozan hocalarım, Mastika’nın en çok maçına çıkanşlardan.
* * *
Aradım, ‘Karşıyakalı Mastika Ali’yi kaybettik biliyorsunuz, hatırlar mısınız eski günleri, çıktığınız maçlarını Ali abinin, ne dersiniz vefatı hakkında’ diye sordum.
40 yılı bulan hakemlik, gözlemcilik yaşamı.
Yüzlerce maç, binlerce insan, benim ki de soru yani.
Engin Kurt hocam, ‘Evladım nerden hatırlayayım, kaç yaşına geldim biliyor musun sen’ dedi, daha dakika 1.
Alışkınım böyle sözlerini.
Hiç hatırlamaz mı, cin gibidir benim canım hocam.
‘Hastaydı Allah rahmet eylesin, an be an hatırlamam mümkün değil zaten. Ama tek olumsuz bir düşüncem yok, zaten iyi insan, çok da iyi kaleciydi. Saha dışında karşılaşırdık, saygılı, sevgi dolu bir insandı’ dedi.
* * *
Ahmet Akçay hocamı aradım, duble şanslı günümdeydim, yanında da Yavuz Karaozan hocam vardı.
‘Hayal meyal de olsa hatırlıyorum, esmer, tombul neşeli bir kaleciydi, çok da iyi bir kaleciydi, Allah rahmet eylesin’ dedi.
* * *
Telefonu Yavuz hocama uzattı, ‘Biraz düşünmem lazım, çok maçına çıktım, her şeyi hatırlayamam ama iyi kaleci olduğu hatırımda, bir de hiç bir olumsuz bir anısı yok, o zaman iyi duygular bırakmış’ dedi.
* * *
Hayat fani, ölüm ani.
Küçücük menfaatlerimiz, ego’larımız için değer mi ?
Saçma sapan hareketler, tavırlar, kompleksler.
İşte geldik, gidiyoruz.
Şu garip dünyada bir hoş seda bırakabiliyorsak eğer.
Ne mutlu bize.

www.haberhurriyeti.com / Metin AYDINOĞLU

Bu İçeriğe Tepki Ver (en fazla 3 tepki)

Facebook Yorumları